News Archive
Türk Kırmızısı’nın Sırrı Çözülüyor
Bilim Dili, 06.11.2017

ürk Kırmızısı’nın boyama reçetesini yeniden keÅŸfedip patentini almasıyla gündeme gelen Turkish Cultural Foundation (TCF-Türk Kültür Vakfı) Kültürel Mirası Koruma ve DoÄŸal Boya laboratuvarı uzun yıllardır tarihi Türk dokumalarını inceleyerek bunları korumak ve tarihi dokumların üstün özelliklerini günümüz tekstil sektörüne kazandırmak için çalışmaktadır.

Istanbul’da kurulu laboratuvarın bilimsel danışmanı Prof. Dr.Recep KaradaÄŸ ile Turkish Cultural Foundation’nin bu önemli çalışmalar hakkında bir söyleÅŸi yaptık.

TCF Kültürel Mirası Koruma ve DoÄŸal Boya Laboratuvarı’nın kuruluÅŸ amacı nedir?

Kültürel Mirası Koruma ve DoÄŸal Boya Laboratuvarı, Dr.Yalçın Ayaslı ve Dr. Serpil Ayaslı tarafından 2000 yılında ABD’de kurulan Turkish Cultural Foundation (TCF)- Türk Kültür Vakfı’nın bir projesi olup, yine Ayaslı ailesi tarafından hayata geçirilen Armaggan markasının desteÄŸiyle 2010 yılında Ä°stanbul’da çalışmalarına baÅŸlamıştır.

20.yüzyılın baÅŸlarında sentetik boyarmaddelerin keÅŸfedilmesiyle MÖ 4000 yıllarına kadar gittiÄŸi bilinen bitkilerin, boya böceklerinin ve bazı deniz kabuklularının kullanımı ile elde edilen doÄŸal organik boyalar ile boyama süreçleri azalarak ortadan kalkma noktasına gelmiÅŸtir. Ancak sentetik boyarmaddelerin birçoÄŸunun toksik ve kanserojen olduÄŸu ve çevre kirliliÄŸine etkilerinin tespit edilmesiyle doÄŸal boyamacılık son yıllarda yine önem kazanmıştır.  DoÄŸal bitki örtüsü bakımından dünyanın en zengin topraklarına sahip olan Türkiye aynı zamanda boya bitkileri bakımından da dünyanın en zengin ülkesidir. Bu nedenledir ki gerek Selçuklular, gerek Osmanlılar bu zengin boya bitkilerini tekstilin her alanında kullanmıştır. Bu açıdan bakıldığında Ayaslı ailesinin bu çalışmadaki vizyonu Türkiye’nin doÄŸal boyalarla üretilmiÅŸ tarihi dokumalarının korunması ihtiyacına hizmet etmek ve yeni üretimlerde insan, çevre ve kültürel miras ögelerine saygıyı ilk öncelik haline getirmektir.

aboratuvarın bir hedefi Türkiye’nin tekstil mirasını korumak ve tanıtmak, bu amaçla Türk el dokumalarının boyanmasında tarih boyunca kullanılan doÄŸal boyaların bilimsel envanterini çıkarmaktır. Bir diÄŸer amacı ise doÄŸal boyanın güncel tekstil üretiminde kullanımını arttırmak amacıyla doÄŸal boyalar ve boyama süreçlerini geliÅŸtirmek, yaygınlaÅŸtırmak ve bu suretle çevrenin ve insan saÄŸlığının korunmasına katkı yapmaktır.

-Laboratuvar ne gibi çalışmalar yapıyor?

Dünyanın en zengin doÄŸal boya bitki, deniz kabuÄŸu ve böcek koleksiyonuna sahip laboratuvar, bilimsel ekibi ve üstün teknolojik donanımıyla Türk ve dünya müzelerine ücretsiz analiz hizmetleri sunarak, tarihi objelerin korunması ve restorasyon çalışmalarına destek vermektedir. Projenin bilimsel ekibi ayrıca Türkiye’deki arkeolojik kazılara analiz desteÄŸi sunmaktadır.  Laboratuvarımızın bünyesindeki 652adet doÄŸal boy bitkisi, doÄŸal organik pigmentler ve boya böcekleri eserlerin analizlerinde çok önemli referans maddeleri oluÅŸturmaktadır.

KuruluÅŸundan bu yana Laboratuvarımız bir çok üniversitenin arkeoloji bölümlerine ve Topkapı Sarayı Müzesi, Ayasofya Müzesi, Harbiye Askeri Müzesi, Türk Ä°slam Eserleri Müzesi, Konya Mevlana Müzesi, Sivas Atatürk Müzesi ve Hırka-ı Åžerif Cami’si gibi onlarca kuruluÅŸa ücretsiz analiz desteÄŸi vermiÅŸtir. Arkeolojik kazı analizleri arasında en önemli olanları ise Körtü Tepe, Çatalhöyük, Koru Tumulusu ve Göbekli Tepe’yi sayabiliriz. Son yapılan çalışmalarımızdan biri de Yenikapı limanı batıkları üzerinde yapılan analizlerdir.

Laboratuvarın araÅŸtırma ekibi, TCF sponsorluÄŸunda yapılan bu çalışmalarını ulusal ve uluslar arası kongrelerde sunmak ve önde gelen bilimsel dergilerde makaleler yayınlamak yoluyla da bulgularını paylaÅŸmakta, Türkiye’nin adının bu alandaki bilimsel çalışmalarda öne çıkmasına katkı yapmaktadır.

DiÄŸer yandan Armaggan’ın sponsorluÄŸunda geliÅŸtirilen ortak projelerle tarihi Türk dokuma teknikleri, desenleri ve doÄŸal boyama süreçleri yeni üretimlerle hayat bulmuÅŸtur. Ar-Ge çalışmaları ile doÄŸal boyamaların ışık, yıkama ve sürtünme haslıkları mükemmeleÅŸtirilmekte, çeÅŸitli haslıkları düşük olan boya bitkilerinin de haslıkları yükseltilerek doÄŸal boyamacılık alanına kazandırılmakta ve sanayi üretimine elveriÅŸli hale getirilmektedir. Armaggan ile yapılan üretim çalışmalarının başında Osmanlı saray kumaÅŸlarının ve özellikle kemhaların birebir yeniden üretimi ve geleneksel Türk halılarını ve kilimlerini dokuma projeleri gelmektedir.

Bu alanda yaptığımız projelerden en sonuncusu olan Türk Kırmızısı Projesi’dir.

-Türk kırmızısının hikayesinden biraz söz eder misiniz?

Türklerin tekstil literatürüne ve dünya tekstil mirasına kazandırdıkları en önemli kelimelerden birisi Türk Kırmızısı’dır (Turkey Red). 16. yüzyıldan itibaren boyamacılık alanında bütün dünyada ün yapmış olan Türk Kırmızısı veya Edirne Kırmızısı boyaması usta çırak öğretisine dayalı olarak gizemini ve gizliliÄŸini uzun yıllar korumuÅŸtur. Bu tekniÄŸin Batı Avrupa’ya tanıtılması 1746 yılında Türk Kırmızısı boyayan iki boyacı ustasının Ä°zmir’den Fransa’ya götürülmesi sonucu, bu boyacılar tarafından getirilmiÅŸ ve oradan da Ä°ngiltere’ye yayılmıştır. 19. yüzyılda Glasgow’da Türk Kırmızısı boyayan altı fabrikanın olduÄŸu biliniyor. Boyama basamakları çok uzun ve zahmetli olan bu boyamanın reçetesi tam olarak bilinmemekteydi. Türk Kırmızısı boyama reçetesinin tespit edilerek kayıt altında alınması kültürel mirasımızın korunmasına, sanat ve bilim dünyasına kuÅŸkusuz önemli bir katkıdır. Bunun yanısıra, Türk ve dünya tekstil sektörüne çevreye saygılı, sürdürülebilir ve sanayi bazında uygulanabilir bir deÄŸer de kazandırılmıştır.

-Kaç yıldır kayıptı bu renk ve siz renge yeniden nasıl ulaştınız?

Bu renk yaklaşık 200 yıldır kayıptı.

Laboratuvarımız Türk Kırmızısı reçetesini tespit etmek için bir proje başlatarak, Türkiye ve yurtdışındaki bir çok müzelerden aldığı Türk Kırmızısı ile boyanmış eserlerin mikro örnekleri üzerinde analizler yaptı ve bu bu konudaki literatür üzerinde kapsamlı bir araştırma gerçekleştirdi. Bunların sonucunda elde edilen bilgi ve verilerin analizi ışığında boyanın reçetesini çıkararak pamuğun boyama süreçlerini geliştirdik.

Türk Kültür Vakfı yaklaşık 3 buçuk senedir bu proje üzerinde çalıştı ve sonunda başarılı oldu. Türk Kırmızısı reçetesi 2017 yılında Türk Patent Enstitüsü tarafından Türk Kültür Vakfı adına tescil edilmiştir.

– Türk kırmızısının reçetesi hakkında biraz bilgi verebilir misiniz?

Türk Kırmızısı pamuğun kökboya (Rubia tinctorumL.) ile yaklaşık olarak kırk basamaklı yüksek değer ve renk tonundaki boyaması olarak bilinir. Öncelikle altını çizmemiz gereken husus Türk Kırmızısı pamuğun boyanması süreçleriyle elde edilen bir renktir. Reçetesi buradan verilemeyecek kadar kapsamlı ancak özetle Türk Kırmızısı kökboya ve Türk Kırmızısı yağının belli oranlarda karışımından oluşturulan ve boyama süreçlerinin belli bir protokol altında yapılmasıyla elde edilmektedir.

-Bundan başka ne gibi projeleriniz var? 

Öncelikle şunu vurgulamak isterim. Laboratuvarımız doğal boyamalar üzerinde yaptığı Ar-Ge çalışmaları ile yüksek kalitede ve sanayi ölçekli kullanıma elverişli boyalar üretebilmiştir. Elde ettiğimiz doğal organik pigmentler tekstil sektörünün sentetik pigmentlerde kullandığı altyapıyla kullanılmaya elverişli hale getirilmiştir. Bu çalışmalarımız Türk tekstil sektörüne önemli kazanımlar yaratacak ve dünyada öncü hale getirebilecek özelliktedir. Doğal boyayla boyanan dokumalar çevre ve insan dostudur. Labortuvarımız tarafından geliştirilen boya ve boyama prosedürleri ile kazandırılan anti-fungal, anti-bakteriyel, anti-mikrobiyal, anti-kanserojen ve anti-UV özellikleri insan sağlığı açısından da son derece yararlıdır.

Sürdürmekte olduğumuz bir diğer nitelikli Ar-Ge çalışmaları kültürel koruma alanının dışında olsa da insan sağlığını çok yakından ilgilendirmektedir. Tümüyle doğal ve organik saç boyası geliştirmek üzerinde bir süredir çalışmakta ve fevakalade iyi neticeler almaktayız. Ayrıca çocuklar için yüzde yüz doğal, parafin içermeyen balmumu ve doğal boyalar kullanılarak 18 renk pastel boya geliştirmekte başarılı olduk. Kamuoyuyla çok yakın zamanda bu çalışmaların neticelerini de paylaşmayı ümit etmekteyiz.

GeldiÄŸimiz noktada laboratuvar TÃœRKAK tarafından kültürel miras alanında akredite edilen Türkiye’deki ilk ve tek laboratuvardır. Bu akreditasyon ile laboratuvar Avrupa Akreditasyon BirliÄŸi ve Uluslararası Laboratuvarlar Akreditasyon BirliÄŸi tarafından da tanınmıştır. Çalışmalarımız ile kültürel koruma alanında çalışma yapan dünyadaki 10 kadar laboratuvar arasında ilk üç arasında sayılmaktayız. Bu baÅŸarı hiç şüphesiz Ayaslı ailesinin vizyonu ve saÄŸladıkları büyük destek sayesinde mümkün olmuÅŸtur.

Source : Bilim Dili
 
Flag Counter